Cari açık, bir ülkenin dış ticaret ve hizmet dengesiyle ilgilidir.
Ekonomi haberlerinde sıkça duyduğumuz "cari açık" kavramı, bir ülkenin ekonomik sağlığını ve dış dünya ile olan finansal ilişkilerini özetleyen en temel göstergelerden biridir. Basitçe, bir ülkenin yurt dışından kazandığı döviz ile yurt dışına harcadığı döviz arasındaki farkı ifade eder. Yatırımcılar, politika yapıcılar ve ekonomistler için bu rakam, ülkenin döviz ihtiyacını, potansiyel risklerini ve ekonomik kırılganlığını anlamada kritik bir rol oynar. Cari açığı anlamak, bir ekonominin gelecekteki yönü hakkında isabetli öngörülerde bulunmanın ilk adımıdır.
Cari açık, bir ülkenin belirli bir dönemde (genellikle bir ay veya bir yıl) yurt dışıyla gerçekleştirdiği tüm ekonomik işlemlerin net sonucudur. Sadece mal alım satımını (dış ticaret dengesi) değil, aynı zamanda hizmetler, yatırım gelirleri ve transferleri de kapsar.
Cari Denge = (İhracat Gelirleri + Hizmet Gelirleri) - (İthalat Giderleri + Hizmet Giderleri)
Ülke içindeki tüketim ve yatırım harcamalarının yerli üretimi aşması durumunda, aradaki fark ithalatla karşılanır. Özellikle hızlı büyüyen ekonomilerde, artan refahla birlikte ithal tüketim mallarına olan talep patlaması cari açığı tetikler.
Üretilen malların uluslararası pazarlarda yeterince rekabetçi olmaması, teknoloji seviyesinin düşük olması veya ana ihracat pazarlarında yaşanan ekonomik durgunluklar, ihracat gelirlerini düşürerek cari açığa neden olabilir.
Petrol, doğalgaz gibi enerji kaynakları veya üretim için gerekli temel hammaddeler açısından dışa bağımlı olan ülkeler, bu ürünlerin uluslararası fiyatlarındaki artışlardan doğrudan etkilenir. Fiyat artışları, ithalat faturasını kabartarak cari açığı büyüten en önemli yapısal nedenlerden biridir.
Bir ülkenin para biriminin aşırı değerli olması, ithal ürünleri ucuzlatırken, ihraç ürünlerini yabancılar için pahalı hale getirir. Bu durum ithalatı teşvik ederken ihracatı baltalar ve cari dengeyi olumsuz etkiler.
Cari açık, ülkenin döviz talebinin (ithalat için ) döviz arzından (ihracat gelirleri) daha yüksek olduğu anlamına gelir. Artan bu döviz talebi, yerel para biriminin döviz karşısında değer kaybetmesine, yani kurun yükselmesine neden olur.
Yükselen döviz kuru, ithal edilen tüm malların (enerji, hammadde, tüketim ürünleri ) yerel para cinsinden fiyatını artırır. Bu "maliyet enflasyonu" olarak ekonominin geneline yayılarak genel fiyat seviyesinin yükselmesine, yani enflasyonun artmasına neden olur.
Sürdürülemez bir cari açık, ülkenin bu açığı finanse etmek için sürekli olarak dışarıdan borçlanmasını gerektirir. Artan dış borç stoku, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından bir risk unsuru olarak görülür ve ülkenin kredi notunun düşürülmesine yol açabilir. Düşük kredi notu, gelecekte daha yüksek faizle borçlanmak anlamına gelir.
Cari açık verilerini takip etmek, portföyünüzü potansiyel risklere karşı korumanıza ve doğru fırsatları yakalamanıza yardımcı olabilir:
Döviz Riskini Yönetin: Cari açığı kronik olarak yüksek olan bir ülkede yatırım yapıyorsanız, portföyünüzün bir kısmını döviz bazlı varlıklarda (döviz, Eurobond, yabancı hisse senetleri ) tutarak veya döviz geliri olan şirketlere yatırım yaparak kur riskine karşı doğal bir koruma (hedge) sağlayabilirsiniz.
Dengeleyici Sektörleri İzleyin: Bir ülkenin cari açığını dengeleyen en önemli gelir kalemleri genellikle ihracat ve turizmdir. Bu nedenle, ülkenin ana ihracat sektörlerindeki (otomotiv, kimya, tekstil vb. ) ve turizm sektöründeki şirketlerin performansını yakından takip etmek, ekonominin genel gidişatı hakkında önemli sinyaller verir.
Hayır. Cari açığın "kalitesi" önemlidir. Eğer bir ülke, gelecekteki üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artıracak makine, teçhizat ve teknoloji ithal etmek için cari açık veriyorsa, bu "iyi" veya "sürdürülebilir" bir açık olarak kabul edilebilir. Ancak açık, tamamen ithal tüketim mallarına dayalıysa ve borçla finanse ediliyorsa, bu "kötü" ve "kırılgan" bir açık olarak görülür.
Cari açık, ülkeye giren dövizle finanse edilmek zorundadır. Bunun iki ana yolu vardır: 1 ) **Doğrudan Yabancı Yatırımlar (FDI):** Yabancıların ülkede fabrika kurması, şirket satın alması gibi kalıcı yatırımlardır. En sağlıklı finansman yöntemidir. 2) **Sıcak Para (Portföy Yatırımları ve Borçlanma):** Yabancıların hisse senedi veya tahvil alması ya da ülkenin dışarıdan borçlanmasıdır. Bu kaynaklar daha az istikrarlıdır ve küresel risk iştahındaki değişimlere karşı hassastır.
Cari açık, bir ekonominin dışa bağımlılığını ve potansiyel kırılganlığını gösteren bir ayna gibidir. Tek başına bir rakamdan çok, nedenleri ve nasıl finanse edildiğiyle birlikte okunmalıdır. Yatırımcılar için bu veriyi anlamak, sadece bir rakamı takip etmek değil, bir ülkenin ekonomik hikayesini, risklerini ve potansiyelini anlamaktır. Uzun vadeli ekonomik istikrar ve başarılı bir yatırım stratejisi için cari açığın sürdürülebilir seviyelerde tutulması hayati önem taşır.

10 yıllık deneyime sahip teknik analiz uzmanı. Borsa İstanbul ve küresel piyasalar konusunda uzmanlaşmış.

Hisse senedi, modern finans dünyasının temel yapı taşlarından biridir.

Yatırım kararlarında, temel ekonomi göstergeleri yol gösterici olur. Büyüme, enflasyon, faiz, işsizlik, döviz ve cari açık verileri yatırımcı için bir pusula niteliğindedir.

Ticaret, ülkeler için ekonomik büyümenin lokomotifidir. İthalat ve ihracat dengesi, ekonomik sağlığı belirler.