Bilanço Nedir? 10 Yıllık Tecrübemle Anlatıyorum
Geçen gün müşterilerimden biri sordu: 'Hocam, şirketin bilançosuna bakıyorum da anlamıyorum. Bu rakamlar ne demek?' İşte tam 12 yıldır bu işin içindeyim ama hâlâ insanlar aynı konularda kafalarını karıştırıyor. Tabii haklılar da... Bilanço denince akla gelen o karmaşık tablolar, rakamlar, hesaplar... Ama aslında bilanço, işletmenin sadece bir fotoğrafı.
Bu yazıda size bilançoyu, yıllarca piyasalarda gözlemlediğim deneyimlerimle, sade bir dille anlatacağım. Hani şu 'işletmenin mali durumunu gösterir' tanımlarından ziyade, gerçekten ne anlama geldiğini konuşacağız.
Peki Nedir Bu Bilanço? (Basit Bir Açıklama)
Basitçe söylemek gerekirse... Bilanço, bir işletmenin belirli bir tarihteki 'ne kadar zengin olduğunu' gösteren bir tablo. Yani o işletme 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla neye sahip, kime ne kadar borçlu ve geriye ne kalıyor - bunların hepsini bir arada görüyorsunuz.
Piyasalarda çalışırken müşterilerime hep şu örneği veriyorum: Kişisel bilançonuzu düşünün. Eviniz var (varlık), araba krediniz var (borç), bankada biraz para var (varlık)... İşte bu kadar basit. Şirketler için de aynı mantık. Tabii biraz daha karmaşık ama temel prensip bu.
Temel Denklem: Varlıklar = Borçlar + Özkaynaklar
Bu denklem her zaman denk gelir. Eğer denk gelmiyorsa bir yerde hata var demektir.
Bilançonun Ana Oyuncuları: Varlık, Borç ve Özkaynak
Bilançoyu anlamak için bu üç kavramı iyi bilmek gerekiyor. Ben müşterilerimle konuşurken genelde şöyle açıklıyorum...
1. Aktifler (Varlıklar) - "Elimde Ne Var?"
İşte burada işletmenin sahip olduğu her şey yer alıyor. Ama dikkat, sadece değeri olan şeyler! Yani şirketin müdürünün güzel gülüşü bilançoda yer almaz (tabii maddi değeri yoksa).
Varlıkları ikiye ayırıyoruz genelde:
Dönen Varlıklar (Bir yıl içinde para olacaklar)
Kasa, bankalar, müşteri alacakları, stoklar... Yani nispeten çabuk nakde çevrilecek şeyler.
Örnek: Bir mağazanın kasasında 50 bin TL var, bankalarda 200 bin TL, müşterilerden alacağı 100 bin TL... Bunlar dönen varlık.
Duran Varlıklar (Uzun vadeli yatırımlar)
Binalar, araziler, makineler, araçlar... Şirketin işini yürütmek için kullandığı, uzun süre elinde tutacağı değerler.
Müşterilerime hep derim: 'Bu varlıklar şirketin kemik sistemi gibi. Onlar olmadan iş yürümez.'
2. Pasifler (Borçlar ve Kaynaklar) - "Bu Paralar Nereden Geldi?"
Burası biraz karışık gelebilir ama aslında mantıklı. Şirketinizin parası iki yerden gelir: Ya borç alırsınız, ya da kendi cebinizden koyarsınız. İşte pasifler bunu gösteriyor.
Yabancı Kaynaklar (Borçlar)
Bankalara, tedarikçilere, çalışanlara olan borçlar... Kısacası geri ödemek zorunda olduğunuz paralar.
- • Kısa vadeli: 1 yıl içinde ödenecek borçlar
- • Uzun vadeli: 1 yıldan uzun vadeli borçlar
Özkaynaklar
Ortakların koyduğu sermaye + şirketin kazandığı karlar (dağıtılmamış). Yani 'temiz' para.
Özkaynağı yüksek şirketler genelde daha güvenli kabul edilir. Tabii her zaman böyle değil ama...
Bilançoya Neden Bu Kadar Önem Veriyoruz?
Sektörde uzun yıllar çalıştıktan sonra şunu fark ettim: İnsanlar gelir tablosuna (kar-zarar) çok odaklanıyor ama bilançoyu ihmal ediyor. Oysa bilanço o kadar önemli ki...
Likidite Analizi
Şirket kısa vadeli borçlarını ödeyebilir mi? Nakdi yeterli mi? Bu sorular bilançodan cevaplanır.
Borçluluk Durumu
Şirket ne kadar borçlu? Borca batmış mı, yoksa makul seviyede mi? Kritik bilgiler burada.
Varlık Kalitesi
Şirketin varlıkları gerçekten değerli mi? Stokları satılabilir mi? Alacakları tahsil edilebilir mi?
Büyüme Kapasitesi
Şirket büyümek için kaynak bulabilir mi? Yeni yatırımlar yapabilir mi? Bunun ipuçları bilançoda.
Somut Örnekle Anlayalım: Mini Bir Bilanço
Diyelim ki küçük bir kırtasiye dükkanınız var. Basit bir bilanço şöyle görünebilir:
AKTİFLER (Varlıklar)
PASİFLER (Kaynaklar)
Gördüğünüz gibi, aktif toplamı ile pasif toplamı eşit. Bu dükkanın sahibi olsaydınız ne söylerdi bu bilanço? Borçluluk oranı %55 (220.000/400.000), dönen varlıklar kısa vadeli borçları karşılıyor... Fena değil gibi görünüyor. Tabii sektörel karşılaştırma yapmadan kesin bir şey söylemek zor ama...
Bilançoya Bakarken Dikkat Etmeniz Gerekenler
Yıllarca şirket analizleri yaptıktan sonra bazı püf noktalar öğrendim. Bilançoya bakarken şunlara mutlaka dikkat etmelisiniz:
Likidite Oranları
Dönen varlıkların kısa vadeli borçları karşılama oranı. 1,5-2 arası ideal sayılır genelde.
Borç/Özkaynak Oranı
Çok yüksekse şirket riskli, çok düşükse kaynaklarını verimli kullanmıyor olabilir.
Stok Devir Hızı
Stoklar çok fazlaysa ve satışlar yavaşsa dikkat! Eski stoklar değersizleşebilir.
Alacak Kalitesi
Müşteri alacakları çok eskiyse ve sürekli artıyorsa şüphelenin. Belki tahsil edilemiyor.
Son Sözüm...
İşte arkadaşlar, bilanço dediğimiz şey bu kadar. Tabi ki detayları var, incelikleri var ama temel mantık bu. Benim müşterilerimle çalışırken gördüğüm en büyük hata, sadece kara bakıp bilançoyu unutmaları.
Hatırlayın: Şirket çok kar edebilir ama nakit sıkıntısı yaşayabilir. Ya da zarar ediyor gibi görünebilir ama varlıkları çok değerli olabilir. İşin sırrı, gelir tablosu ile bilançoyu birlikte değerlendirmekte.
Benden tavsiye: Yatırım yapmadan önce mutlaka hem gelir tablosuna hem de bilançoya bakın. Sadece birine güvenmeyin. Ve tabii ki, kendi bilançonuzu da ihmal etmeyin!
Sık Sorulan Sorular
Bilanço ne kadar sıklıkla hazırlanır?
Yasal olarak en az yılda bir kez hazırlanması zorunlu. Ama iyi yönetilen şirketler aylık, hatta haftalık bilanço çıkarır. Ben müşterilerime en azından üç ayda bir yapmaları tavsiye ediyorum. Yoksa işin nereye gittiğini anlayamazsınız.
Bilançoda hata varsa ne olur?
Vah vah... Özellikle halka açık şirketlerde büyük sorun olur. SPK cezası, yatırımcı güven kaybı derken işin içinden çıkılmaz. Küçük işletmelerde de vergi dairesinden sorun çıkabilir. O yüzden bilanço hazırlarken çok titiz olmak gerekiyor.
Bilanço ile gelir tablosu arasındaki fark nedir?
Basitçe: Bilanço 'foto', gelir tablosu 'film'. Bilanço belirli bir andaki durumu gösterir, gelir tablosu ise bir dönemdeki (mesela 1 yıllık) performansı. İkisi de önemli, birbirini tamamlıyor. Sadece birine bakıp karar vermek hata olur.
Özkaynağı eksi olan şirket ne demek?
Ay bu çok kötü işte! Şirketin borçları varlıklarından fazla demek. Yani teknik olarak iflas etmiş sayılır. Tabi bazen büyük yatırımlar yüzünden geçici olur ama genelde kaçınılması gereken bir durum. Ben böyle şirketlere yatırım tavsiye etmem açıkçası.
Hangi sektörlerde bilanço daha önemli?
Aslında her sektörde önemli ama özellikle bankacılık, sigorta, gayrimenkul gibi yoğun sermaye gerektiren sektörlerde çok kritik. Teknoloji şirketlerinde varlıkları az olabilir ama yine de bilançoya bakmak lazım. Hani o patent, marka değeri gibi maddi olmayan varlıklar...
Bilanço okumayı nasıl öğrenebilirim?
En iyisi pratik yapmak. Önce kendi işinizin (ya da gittiğiniz şirketin) bilançosuna bakın. Sonra borsada işlem gören şirketlerin KAP'taki bilançolarını inceleyin. Ve tabii ki temel finans eğitimi almak hiç fena olmaz. Biz EkoFin'de sürekli bu konularda içerik üretiyoruz zaten.
Bu yazı EkoFin.net için hazırlanmıştır. Finans dünyasından daha fazla içerik için sitemizi ziyaret edin.



